İsim Değişikliği Davası

İsim Değişikliği Davası
09/02/2024

İsim Değişikliği Davası

Ad Değişikliği ve Hukuki Süreç

İsim veya ad, bireyleri birbirinden ayıran ve kişileri tanımlayan önemli bir unsurdur. Her bireyin bir adının olması, bu adın nüfus kayıtlarına geçirilmesi yasal bir zorunluluktur. Ayrıca, her kişinin adının olması, toplum düzeninin korunması açısından büyük bir öneme sahiptir.

İsim, kişinin kimliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve her birey, kişiliğini yansıtan adını özgürce seçme hakkına sahiptir. Ancak, isim değişikliği davası sürecinde, ismin değişmezliği ilkesi benimsenmiştir. Bu ilkeye rağmen, haklı sebeplere dayanarak isim değişikliği talebinde bulunma imkanı tanınmıştır.

4721 Sayılı Medeni Kanun'un 27. maddesi, ismin değiştirilmesini ancak haklı sebeplere dayanarak mahkemeden istenebileceğini belirtmektedir. Bu süreçte, hakim, kişinin kişiliği, sosyal statüsü, aile ilişkileri gibi faktörleri göz önünde bulundurarak değerlendirme yapmalıdır. Madde, "Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hâkimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve ilân olunur. Ad değişmekle kişisel durum değişmez." ifadesini içermektedir.

Hakim, haklı sebep değerlendirmesini yaparken, adın gülünç, çirkin, iğrenç veya ahlaka aykırı bir anlam taşıması, adın elverişsizliği veya telaffuzunun güç olması, aynı adın birden fazla kişi tarafından kullanılması nedeniyle karışıklığa neden olması, din ve uyruk değiştirme, kişinin başka bir ad ile tanınması, adın kişinin ilerlemesine veya ticari faaliyetlerine engel olması, aileden birisinin ağır bir suç işlemesi, kullanılması yasak öz ad veya soyadların kullanılıyor olması gibi faktörleri göz önünde bulundurmalıdır.

İsim değişikliği davasında adını değiştirmek isteyen kişi, bu isteğini haklı nedenlere dayanarak ispatlamak zorundadır. Tanık beyanları, sosyal medya hesapları gibi delillerle bu haklı nedenleri mahkemeye sunabilir.

Dava sürecinde davalı taraf genellikle nüfus müdürlüğüdür. Hakim, haklı sebepleri değerlendirirken hukuka ve hakkaniyete uygun bir şekilde karar vermelidir. Davacının aktif husumet ehliyeti bulunmazsa dava reddedilebilir.

Medeni Kanunun 27. maddesi uyarınca adın değiştirilmesine karar verilmesi durumunda, karar ulusal ve yerel gazetelerde ilan edilir. Bu sayede üçüncü kişilere karşı hüküm doğar. Ancak, bu değişiklikten zarar gören kişi, değiştirme kararının öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl içinde dava açarak itiraz edebilir.

İsim değişikliği davası sürecinde hakim, tarafların haklı sebeplerini değerlendirirken adil ve hukuki bir karar vermekle yükümlüdür.