İş Mahkemesi Davaları

İş Mahkemesi Davaları
25/11/2023

İş Mahkemesi Davaları

İş mahkemeleri, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 5. maddesi uyarınca belirlenen görevleri çerçevesinde işverenler ile işçiler arasındaki hukuki uyuşmazlıkları çözme sorumluluğuna sahiptir. İş mahkemelerinin temel görevleri şu şekildedir:

  1. İş İlişkisinden Kaynaklanan Uyuşmazlıkların Çözümü:

    • İş mahkemeleri, işveren ve işçiler arasında, sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuki uyuşmazlığı çözme görevine sahiptir. Bu kapsamda, işçilerin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı gibi tazminat alacaklarına ilişkin davalar iş mahkemelerinde görülür.
  2. Tazminat Davaları:

    • İş mahkemeleri, işçilerin tazminat alacaklarına dair davaları görme görevine sahiptir. Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai alacakları gibi alacak davaları iş mahkemesinin yargı alanına girmektedir.
  3. İş Kazalarından Kaynaklanan Davalar:

    • İş kazaları sonucu ortaya çıkan maluliyet veya ölüm durumlarına ilişkin tazminat davaları iş mahkemelerinde görülür. Bu kapsamda, iş mahkemeleri, iş kazasına bağlı tespit davalarını da ele almaktadır.
  4. Tespit Davaları:

    • İş mahkemeleri, yaşlılık aylığı, emeklilik, hizmet tespiti, maluliyet durumu tespiti gibi iş hukukundan kaynaklanan tespit davalarına bakma görevine sahiptir.
  5. İşe İade Davaları:

    • İş mahkemeleri, işe iade davalarına bakmakla görevlidir. İşveren tarafından yapılan haksız işten çıkarmalara karşı işçilerin haklarını korumak amacıyla iş mahkemeleri devreye girer.
  6. Sosyal Güvenlik ve İş Mevzuatından Kaynaklanan Uyuşmazlıklar:

    • Türkiye İş Kurumu veya Sosyal Güvenlik Kurumu'nun taraflardan biri olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara iş mahkemeleri bakar. Ancak, özel kanunlar tarafından belirlenen uyuşmazlıklar iş mahkemelerinin görev alanı dışındadır.

İş mahkemeleri, 5510 sayılı Kanunun geçici 4. maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar ve idari para cezalarına itirazlar gibi belirli istisnalar dışında, iş hukukundan kaynaklanan birçok konuda yetkilidir. Özel kanunlarla belirlenmiş görevleri de yerine getirme sorumluluğuna sahiptirler.

İş Davalarında Zorunlu Arabuluculuk: Hukuki Uyuşmazlıkları Çözme Yolunun Esasları

İki taraf arasındaki özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümünde arabuluculuk, tarafların özgür iradeleri doğrultusunda seçtikleri bağımsız ve uzman bir arabulucunun yönlendirmesinde gerçekleştirilen bir çözüm yöntemidir. Bu yöntem, dava açılmadan önce ya da dava sürecinde tarafların başvurabileceği etkili bir yol olarak tanımlanır. İş mahkemesi davalarında, belirli uyuşmazlıklar için arabulucuya başvurma zorunluluğu dava şartı olarak öne çıkarılır. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesi bu konuda açık kurallar getirir ve belirli uyuşmazlıklar için arabulucuya başvurulmadan doğrudan iş mahkemesine dava açılmasını engeller.

Zorunlu arabuluculuk, işveren ve işçi arasındaki ilişkiden kaynaklanan belirli uyuşmazlıklarda geçerlidir. Bu uyuşmazlıklar şunlardır:

  1. Tazminat Davaları:

    • Kıdem, ihbar, kötüniyet tazminatları gibi tazminat davalarında tarafların öncelikle arabulucuya başvurması gereklidir.
  2. Ücret ve İzin Alacakları:

    • Maaş alacağı, fazla mesai ücreti, yıllık ücretli izin alacakları, genel tatil ücretleri, milli ve dini bayram tatil ücretleri gibi alacak davaları arabuluculuk sürecini içermektedir.
  3. İşe İade Davası:

    • İş mahkemesine açılacak işe iade davalarında arabulucuya başvurma zorunluluğu bulunmaktadır.
  4. Hakaretten Kaynaklanan Tazminat Davaları:

    • İşveren ve işçi arasındaki hakaret durumlarından doğan tazminat davalarında arabulucuya başvurma şartı vardır.

Yukarıda belirtilen davalardan farklı olarak, iş hukuku alanındaki diğer uyuşmazlıklar doğrudan iş mahkemesinde açılabilir. Ancak, söz konusu uyuşmazlıklarda arabulucuya başvurmanın etkili bir çözüm yolu olduğu unutulmamalıdır. Zorunlu arabuluculuk, taraflar arasındaki anlaşmazlıkları daha hızlı ve etkili bir şekilde çözmeyi amaçlar.

Yetkili İş Mahkemesi Belirleme: İş Davalarında Yetki Nasıl Belirlenir?

İş davalarının görülmesi konusunda görevli iş mahkemeleri, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 6. maddesi uyarınca aşağıdaki kriterlere göre belirlenir:

  1. Davalının Yerleşim Yeri Mahkemesi:

    • İş mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yani, davalının ikamet ettiği yerleşim yerine bağlı mahkeme yetkilidir.
  2. İşin veya İşlemin Yapıldığı Yer Mahkemesi:

    • İş mahkemeleri, işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesine de yetkilidir. İşin gerçekleştiği fiziksel mekan veya hizmetin sunulduğu yer, iş mahkemesinin yetki kapsamındadır.
  3. Birden Fazla Davalı Durumunda Yetkili Mahkeme:

    • Eğer davalılar birden fazla ise, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. Bu durumda, birden fazla davalı varsa iş mahkemesinin yetkisi, herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesini içerir.
  4. İş Kazasından Kaynaklanan Davalarda Yetki:

    • İş kazasından doğan tazminat davalarında, iş kazasının veya zararın meydana geldiği yer ile zarar gören işçinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.
  5. Diğer Kanunlardaki Hükümler:

    • İş mahkemelerinin yetkilerine ilişkin olarak diğer kanunlarda yer alan hükümler de dikkate alınır ve iş mahkemelerinin görev alanı genişletilebilir.
  6. Yetki Sözleşmeleri:

    • Bu madde hükümlerine aykırı yetki sözleşmeleri geçersiz sayılır. Yani taraflar arasında yapılan sözleşmelerin, yukarıda belirtilen yetki kurallarına uygun olması gerekir.

İş mahkemeleri, bu belirtilen kriterlere göre yetki alanlarını belirler ve bu kapsamda adil ve etkili bir hukuki süreç sağlar.