Kefalet sözleşmesi, kişisel bir teminat anlaşması olup, kefil, asıl borçlunun borcunu ifa edememe riskini üstlenir. Ancak, kefilin borcu ödemesi durumunda çeşitli haklara sahip olması söz konusudur. Kefilin hakları, borcun ödenmesinden önce ve sonra olmak üzere iki ana kategoride değerlendirilebilir:
1. Borcun Ödenmesinden Önce Kefilin Hakları:
Güvence ve Kurtarma Talebi Hakkı: Kefil, asıl borçlunun iflas etme veya borcu yerine getirememe durumunda, güvence talebinde bulunma hakkına sahiptir. Bu durumda, kefil borcun güvence altına alınmasını ve kendisini borçtan kurtarmayı isteme yetkisini kullanabilir.
2. Borcun Ödenmesinden Sonra Kefilin Hakları:
Rücu Hakkı: Kefil, borcu ödedikten sonra asıl borçluya karşı rücu hakkına sahiptir. Yani, kefil borcu kendi ödediğinde, asıl borçlu olan kişiden bu ödemeyi geri talep edebilir. Rücu hakkı, kefilin adil bir şekilde borcun altında kalmamasını sağlar.
Kefilin bu haklarını kullanabilmesi için belirli bir süre içinde alacaklıya bildirimde bulunma yükümlülüğü de bulunmaktadır.
Bildirim Yükümlülüğü: Kefil, borcu ödedikten sonra asıl borçluya rücu etmeden önce, alacaklıya bu durumu bildirmelidir. Bildirim, belirli bir süre içinde yapılmalıdır ve kefilin rücu hakkını kullanabilmesi için önemlidir. Aksi takdirde, kefilin rücu hakkı sınırlanabilir veya ortadan kalkabilir.
Kefalet sözleşmesi, taraflar arasındaki hak ve yükümlülükleri düzenleyen önemli bir sözleşme türüdür. Kefilin bu hakları, adil bir denge sağlayarak taraflar arasında güveni ve hakkaniyeti korur.
Yılmaz Hukuk Danışmanlık ve Arabuluculuk Bürosu - Kocaeli'de hizmet veren arabuluculuk ve her türlü hukuk ve ceza davaları avukatı hukuk bürosu