6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un 2(1)d hükmüne göre, duygusal ve psikolojik şiddet, fiziksel, cinsel, ve ekonomik şiddetin yanı sıra ayrı bir şiddet türü olarak kabul edilmektedir. Bu tür şiddet, kişinin duygusal ve psikolojik açıdan zarar görmesine veya acı çekmesine neden olan, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen her türlü davranışı içerir. Bu yazıda, duygusal ve psikolojik şiddetin ne olduğu ve boşanma davalarında nasıl bir rol oynadığına odaklanacağız.
Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarına göre, evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan ve boşanma davası açılmasını haklı kılacak bazı tutum ve davranışlar vardır. Bu davranışlar, eşe karşı küçümseyici bir tavır takınmak, suçlayıcı sözler söylemek, hakaret etmek, sevgisiz davranmak, ilgisiz olmak, dışlayıcı davranışlar sergilemek, güveni sarsıcı davranışlarda bulunmak ve evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmemek veya aykırı davranmak gibi davranışları içerebilir.
Görüldüğü gibi, duygusal ve psikolojik şiddet, fiziksel şiddetin yanı sıra boşanma davalarının bir parçası olarak kabul edilen bir faktördür. Ancak, bu tür şiddetin ispatı ve bir boşanma davasının başarıya ulaştırılması karmaşık bir süreç gerektirir. Bu nedenle, uzman bir boşanma avukatıyla iletişime geçmek ve boşanma davası dilekçesi ve süreci hakkında danışmanlık almak oldukça önemlidir.
Boşanma davaları, teknik ve hukuki bir altyapı gerektiren karmaşık davalardır. İnternet üzerinde bulunan standart boşanma davası dilekçeleri veya avukatsız hukuki yardım almak yerine, uzman bir aile hukuku avukatından profesyonel destek almanız çok daha sağlıklı bir seçenektir.
Boşanma davalarında duygusal ve psikolojik şiddetin etkileri göz ardı edilmemelidir. Bu tür şiddetin etkisi altında olan bir kişi için evlilik çekilmez hale gelebilir. Bu nedenle, bu tür şiddetin boşanma sebebi olarak kabul edilmesi oldukça yaygındır ve Yargıtay tarafından da kabul görmüştür.
Ancak, her boşanma davası farklıdır ve delillerin ispatı gereklidir. Bu nedenle, uzman bir boşanma avukatıyla iletişime geçmek, boşanma davasının başarılı bir şekilde yürütülmesi için önemlidir. Boşanma davalarında duygusal ve psikolojik şiddetin ispatı hukuka uygun delillerle yapılmalı ve bu konuda uzman bir avukatla çalışmak önemlidir. Boşanma davasının sonuçları, doğru bir hukuki destekle büyük ölçüde etkilenebilir. Bu nedenle, uzman bir boşanma avukatıyla iletişime geçerek boşanma davası süreci hakkında bilgi almanız önemlidir.
Şiddetli geçimsizlik veya evlilik birliğinin temelinden sarsılması, boşanma sebepleri arasında yer almaktadır. Eski Medeni Kanun'da bu boşanma sebebi "şiddetli geçimsizlik" olarak adlandırılırken, Yeni Medeni Kanun ile bu isim "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" olarak değiştirilmiştir. Şiddetli geçimsizlik, evlilik birliğinin devamının eşler için çekilmez hale gelmesi ve devamının mümkün olmamasını ifade eder. Evliliğin devam etmesi taraflar veya müşterek çocuklar için herhangi bir fayda sağlamıyorsa, taraflar şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açabilir.
Şiddetli geçimsizlik, genel olarak boşanma sebeplerinden biri olarak kabul edilse de, hangi davranışların bu geçimsizliği oluşturacağı yasada belirtilmemiştir. Bu nedenle mahkemeler, her boşanma davasını olayın özgüllüğüne ve tarafların iddia ve savunmalarına göre değerlendirmektedir. Mahkemeler, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığına dair kararı, tarafların sunmuş olduğu delillere ve savunmalara dayanarak verirler. Eğer mahkeme, tarafların iddialarına dayanarak evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı sonucuna varmazsa, boşanma davası reddedilebilir.
Evlilik birliğini temelinden sarsan davranışlar, Türk Medeni Kanunu'nda genel bir boşanma sebebi olarak kabul edilmiş olsa da, bu davranışlar tek tek sıralanmamıştır. Bu davranışlar, her bir davanın özel koşullarına, geleneklere ve alışkanlıklara göre değişiklik gösterebilir. Bu nedenle, hangi davranışların evlilik birliğini temelinden sarsacağını belirlemek için Yargıtay'ın içtihatlarına bakmak önemlidir. Yargıtay kararlarına göre, evlilik birliğini temelinden sarsan davranışlara örnek olarak aşağıdaki davranışlar verilebilir:
Yukarıda sayılanlar, sadece örnek niteliğindedir ve birçok başka neden de eklenebilir. Dolayısıyla, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davalarında önemli olan husus, ortak yaşamın artık çekilmez hale gelip gelmediğidir.
Şiddetli Geçimsizliğe Neden Olan Olaylar
Şiddetli geçimsizliğe neden olan olaylar, yukarıda bahsedildiği gibi Medeni Kanun'da tek tek sıralanmamıştır. Ancak, Yargıtay kararları ve içtihatları, boşanma davalarında en sık karşılaşılan nedenleri belirlemiştir. İşte bazı örnekler:
Zorla Cinsel İlişki Yaşamak: Zorla cinsel ilişki yaşamak, hem evlilik birliğini temelinden sarsabilen bir davranış hem de Türk Ceza Kanunu'na göre cinsel saldırı suçu oluşturabilir. Bir eşin diğerini cinsel ilişkiye zorlaması veya istemediği bir şekilde cinsel ilişkiye girmesi, cinsel şiddet olarak kabul edilir. Bu durum, evlilik birliğini temelinden sarsan bir boşanma nedeni olarak kabul edilirken, zorlayan eşin hapis cezası almasına neden olabilir.
Mahrem Konuların İfşa Edilmesi: Mahrem konuların üçüncü kişilere ifşa edilmesi, aile içi gizliliğin ihlali olarak değerlendirilir. Örneğin, eşlerden birinin özel konularını aile büyüklerine anlatması, bu davranışın boşanma nedeni olmasına yol açabilir.
Aşırı Borçlanmak: Aşırı borçlanmak, aile ekonomisini olumsuz etkileyen bir davranıştır. Eşlerden birinin aile ekonomisini düşünmeden aşırı borçlar altına girmesi ve aileyi zor durumda bırakması, ekonomik şiddet olarak kabul edilir ve evlilik birliğini temelinden sarsabilir.
Sosyal Medya Bağımlılığı: Sosyal medya bağımlılığı, son yıllarda sık karşılaşılan bir boşanma nedeni haline gelmiştir. Eşlerden birinin sürekli olarak sosyal medya sitelerinde vakit geçirerek diğer eşi ve çocuklarını ihmal etmesi, ortak yaşamı çekilmez hale getirebilir.
Eşin Dedikodusunu Yapmak ve Eşi Toplum Önünde Küçük Düşürmek: Eşin dedikodusunu yapmak veya eşi toplum önünde küçük düşürmek, evlilik birliğini temelinden sarsabilen davranışlardır. Eşin fiziksel görünümü veya diğer özellikleriyle dalga geçmek, sürekli hakaret etmek gibi davranışlar bu kategoriye girer.
Ağız, Ayak Kokusu ve Ter Kokmak: Ağız, ayak kokusu ve ter kokmak, Yargıtay içtihatlarına göre boşanma nedeni oluşturabilir. Ancak burada önemli olan nokta, kokunun nedeninin bir hastalıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, hastalığın tedavi edilebilir olup olmadığı ve eşin bu tedaviye nasıl baktığıdır.
Eşin Telefonunun Sürekli İzinsiz Karıştırılması: Bir eşin diğer eşin telefonunu sürekli izinsiz olarak karıştırması, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek olarak kabul edilir. Bu davranış, özellikle gizlilik haklarına saygı gösterilmemesi durumunda boşanma sebebi olabilir.
Aşırı Kıskançlık: Aşırı kıskançlık, birçok boşanma davasının temel nedenlerinden biridir. Bir eşin diğerini sürekli olarak kıskanması ve bu nedenle ortak yaşamın çekilmez hale gelmesi, boşanma sebebi oluşturabilir.
Fiziksel, Psikolojik veya Ekonomik Şiddet: Eşe karşı fiziksel, psikolojik veya ekonomik şiddet uygulanması, açık bir şekilde evlilik birliğini temelinden sarsan bir davranıştır. Fiziksel şiddete maruz kalan eş, darp raporu gibi belgelerle bu durumu ispatlayabilir.
Evlilik birliğini temelinden sarsan davranışlar, evlilik içinde yaşanan çatışmaları ve problemleri yansıtabilir. Bu nedenle, her boşanma davası farklıdır ve davaların sonucu, mahkeme tarafından sunulan deliller ve tarafların iddia ve savunmalarına göre belirlenir. Bu tür durumlarla karşılaşan kişiler, bir boşanma avukatı ile işbirliği yaparak, hukuki süreci doğru bir şekilde yönlendirebilirler. Boşanma davaları, hukuki bir süreç olup profesyonel destek gerektirebilir.